Mustafa Hamdullah ERGİN Mustafa Hamdullah ERGİN Hasbihal

Hiç Düşündünüz mü?

Kimden soracağız bunun hesabını?
Aç gözlülüğümüz kimin, kimlerin suçu?
Ya kendimizi bilmeyişimizin suçlusu kim?
Kim kurtaracak şimdi bizi?

 Hiç Düşündünüz Mü?


Değişim sürmekte olanca hızı ile ve değişimi gelişim olarak algılayamayanlar düşüşte günümüzde.

Küresel kriz her türlü krizi getirdi peşi sıra ve alabora oldu dünya bir çırpıda.

İşgaller sürmekte, işgalciler ise tetikte. Kimi izlemede, kimisi isyanda, çoğumuz ise suskunluğunu koruyarak karamsarlıkta. Velhasıl iç dünyamız kadar görsel dünyamız da karanlıklarda.
Bize özgü olduğunu düşündüğümüz açlık, yokluk, yoksulluk ve yolsuzluk artık herkesin yaşamında.

Yapamadığımız en önemli iş ise, hala bunlardan çıkaramadığımız ders ve haysiyetli her insanın yapması gereken istifa sürecinin başlatılamamış olması.

Dünyanın pek çok “az gelişmiş” ülkesinde dahi yapılan, her nedense bizde cumhuriyet tarihimiz boyunca uygulanırlık göremedi. Oysa Mustafa Kemal’i örnek almış, özümsemiş Asker ve Devlet adamlarının göz kırpmadan yaptıkları işlemdi bu.

Bizler bunu neden anlamaz durumdayız acaba?
Atamızın bizi düşündüğü kadar “Zeki” olmayışımızdan mı? Yoksa daha fazla zeki olup, dokunulmazlıkların ardına sığındığımızda güvende olacağımızdan mı?

Parayı kim icat etti ise lanet olsun!
Her şeyin satılık olduğu ve değerinin maddi ölçümle anıldığı dünyaya kendi isteğimizle gelmedik bizler. Gelmişsek de yaşamak şart elbette. Peki, yaşamaktan anladığımız ne?
Ana/ Babamızı, Ülkemizi, Dinimizi, dolayısı ile Dilimizi seçim hakkımız da olmadı ve bunu böyle diye düşünme özgürlüğümüz kısıtlı da değil. İnsanız özümüzde.

İnsanlığın bizlere bahşettiği pek çok özellikten faydalanıp kendimizi geliştirme ve faydalı olanı bulma ve edinme hakkımız var.
Her zaman eskilerden bahseder dururuz. Yani biz büyüdükçe kirlenen dünyadan, yiten ve yitirilen temiz duygularımız ile gelenek ve göreneklerimizden.

Her daim birilerini ve bir şeyleri suçlar dururuz. Gerçek suçlu olaylar mı yoksa o olayları yapan bizler miyiz diye kaçımız düşünüyoruz?
Üreten olmak yerine tüketen olanın bizler olduğumuz gerçeğini es geçerek yaşıyoruz hâlbuki.

Her sıkıştığımızda da bir şeylere lanetler yağdırıp duruyoruz.

Gençlik nereye gidiyor?
Götürüldüğü yere mi, istediği yere mi?
Bizleri bir yerlere götürmek isteyenlerin çokluğu hepimizce malum. 
Peki, biz gittik mi onların işaret ettiği yere?

Ne 68 kuşağı ağabeylerimiz, Ana/ Babamız, ne de arkadaşlarımız ve dost bildiklerimiz götüremediler peşleri sıra bizleri. Kimimiz az geldik onların düşüncelerine, kimimiz ise çok.
Bizler 80 kuşağı olduk, bizimkiler Mile

Tm yaşanmışlıklarımız bir kısır döngüden başka bir şey değilmiş meğer
O günkü koşullardan farklı olan sadece tarih değişimi değil mi?
Bu günde olayları biraz daha gelişmiş farklılıkta yaşamıyor muyuz sanki?
Yeni kavramlar üretiyoruz, değerleri sıfırlayıp başka adlar veriyoruz, renkleri karıştırıp yenisini bulduk diye boşuna seviniyoruz. Çünkü zaten sayılı her şey evrende. Karma olunca ne ağırlığı ne çeşidi artıyor. Kendimizi aldatıyoruz.

Ömrümüzden götürüyoruz, yeme/ içmeden, duygu sömürüsünden, insan harcamadan, ayırımcılıktan, akrabalık, dostluk ve arkadaşlıktan sarf edip duruyoruz bol keseden.

Bu halimizle mi örnek oluyoruz neslimize?
Hazırcıyız dedik ya az önce.

Oturup bekliyoruz sonra yetiştirdiğimizi sandığımız gençliğimizin bizleri kurtarmasını içine düştüğümüz kaostan.
Öbür dünya hesabına benzemez bu arkadaşlar. Varmadan sorulur bunun hesabı bizden.

Bakın tekrar dört/bir yanımıza. Neler oluyor çevremizde?
Tabii ki önce içimize bakmamız gerekiyor bu durumda. İç durumlarımız elverirse bakarız ancak ve görürüz olup biteni.

Uyarıları zamanında dikkate almayışımızın ve yaşadıklarımızda önlemsiz kalışımızın nedenidir göreceklerimiz, korkarız.

Şikâyet makamı kapalı.
Kimden soracağız bunun hesabını?
Aç gözlülüğümüz kimin, kimlerin suçu?
Ya kendimizi bilmeyişimizin suçlusu kim?
Kim kurtaracak şimdi bizi?

Aman fazla gerilmeyin. Serilip yatmanın cezasını çekerken gerilime kapılıp gideceğiz savaşmadan.

Bilirsiniz “Savaşta savaşanlardan çok kaçanlar ölür.” Sözünü.
Bu durumda herkes düşünsün bakalım bir kez daha insanlık özünü...
*********************


Bir dahaki yazımda buluşuncaya dek, Kalın sağlıcakla.


 


mh_ergin@hotmail.com

#

YAZARIN SON YAZILARI

Mevlid Kandiliniz Kutlu Olsun

Mevlid Kandiliniz Kutlu Olsun

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.s) 'in dünyaya teşrif ettikleri (20 Nisan 571 Pazartesi) Rebiülevvel ayının 12. gecesidir ki buna Mevlid-i Nebi veya Kutlu Doğum denir. Yani 19 Kasım Pazartesi 2018'i 20 Kasım Salı 2018'e bağlayan gece Mevlit Kandili'dir.
HİCRİ YILBAŞI HAYIRLI OLSUN

HİCRİ YILBAŞI HAYIRLI OLSUN

İslami Takvim; Rumi veya Hicri Takvim'dir ki, İslama göre Yılbaşı 1 Muharrem'dir.10 Eylül 22018 Pazartesi gününü 11 Eylül 2018 Salı gününe bağlayan gece Hicri Yılbaşı’dır. Yani Pazartesi'yi Salı'ya bağlayan akşamdan itibaren Hicri Yılbaşı başlar. Diğer bir deyimle; Müslümanların Yılbaşı’sı, Arabî aylardan Muharrem ayıdır.
Kurban Bayramı ve Teşrik Tekbirleri

Kurban Bayramı ve Teşrik Tekbirleri

Kurban; “Yaklaşmak, Allahü Teâlâ’ya yakınlık sağlamaya vesile olan nesne veya madde”anlamına gelir.
Şevval Orucu ve Bir Yılı Oruçlu Geçirmek

Şevval Orucu ve Bir Yılı Oruçlu Geçirmek

Ramazan-ı Şerif ayında Bazılarımız oruç tuttu. ALLAHÜ TEALA kabul etsin. Şimdi birde içinde bulunduğumuz ay olan ŞEVVAL ayı orucu var.
KADİR GECESİ

KADİR GECESİ

Kadir Gecesi 10 Haziran 2018 Pazar akşamını 11 Pazartesi 2018 Pazartesi gününe bağlayan geceye rast gelmektedir.
BERAAT KANDİLİ

BERAAT KANDİLİ

Kelime esas itibari ile Beraat kelimesinin galat olarak Berat şeklinde söylenmesidir.

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs