Enes ÇINAR Enes ÇINAR Aklımdan Fikrimden

Hırsız Bunlar ve Hâlâ Çalıyorlar

Günümüzde son derece olağan gölge oyunu bir sürecin arkasında ablak suratı ve koca göbeğiyle gülüyor kapitalizm, şaşahalı smokini ve pahalı pürosuyla.

Biz dünyaya gelirken, o anne-babamızın beklentilerini bile yönlendirmişti daha öncesinde. Uyusun da büyüsün, okusun da adam olsun, para kazansın da zengin olsun... Özgürlüğümüz embriyoya dönüştüğümüz an alınmış elimizden. Ultrasonlarla okunmuş adımız kulağımıza.

Acaba biz, şimdi ne kadar biziz?

***

Kısaca ve üstün körü tarihi incelersek, kendi taharetsiz ortaçağlarını sokak ortalarında yaşadıkları bir zamanda, hacetlerini nerede gidereceklerinin yanı sıra, bazı bilimleri bizim aynı zaman diliminde yaşadığımız yeniçağdan etkilenerek çalan batı toplumu, hızlı bir şekilde kendisini revize ederek, 19. Yüzyılda aramızdaki çağ farkını kapatıp, kendisini daha ileri atmıştır. Hızlı giden atın arkasında bırakacağı seyreklik gibi, bu hızlı yükselişin de hızlı bir pazar ve hızlı bir tüketimi karşılamak için yaklaşık olarak 16. yüzyıldan başlayarak hammadde ihtiyacı yükselmiş, sömürgeleştirmeler ile İslâm'ın son verdiği kölelik sistemi yeniden hortlamıştır.

Zaman içerisinde, pazar, tüketim, sömürgeler ve köleler, güç ve kazanma hırsı ile birlikte yetersiz kalıp, sanayi devrimi ve makineleşmeyle sermaye toplama yarışına dönüşmüş, özellikle yine batıda olmak üzere tüm dünyada, erkeğin kas gücü altında ezilen kadınlar, 20. yüzyılın başlarından itibaren ekonomik özgürlük vaadiyle fabrikalarda ucuz işçiler olarak makinelerin dişli ve kasnaklarında ezilmiş, aile kurumu zayıflatılmış, sonrasında ise ellerine kariyer adı altında sahte yetkiler verilerek aile kurumuna öldürücü darbe indirilmiştir. Dünyanın fıtri düzeninin planlanan şekilde bozulmasıyla, kadının ekonomik özgürlüğü, pazar payının daha rahat yönlendirilmesi doğrultusunda arz oluşturulup, reklam filmlerinde yine kadınlara rol verilmiş; lakin her ne hikmetse reklamların sonunda hep "bunu satın al" diyen otoriter erkek sesleri kullanılmıştır. Kölelik sistemi de şekil değiştirmiş, başkalaşmış; zorbalıkta prangalara vurulan, her an baş kaldımra tehlikesi bulunan ve yaşaması için doyurulması masraf olan bir düzenden çıkıp, köle olmak için para ve ömür harcayan, herşeyi kabullenen bir dünya düzeni haline gelmiştir. Daha doğrusu getirilmiştir.

Hem üreten, hem ürettiği için para ödeyen; yani hem sömürge hem pazar olan dünya sistemini kurup geliştiren, sermayeyi elinde tutan şeyden bahsediyorum. Evet, kapitalizmi anlatıyorum; kapitalizmi, iktisadi yönüyle değil de kapitalizmin ortaya çıktığı topraklarda bugün yaşayan insanların genel sıkıntılarıyla, kendi yorumumla anlatıyorum. Dünyada artık toplumların büyük sıkıntısı haline gelen kapitalizmin açtığı yaralar, aile kurumuna vurduğu darbeler, düşüncelere vurulan prangalar farkedilerek yeni önlemler alınmaya çalışılıyor. Mesela bazı ülkelerde aileyi kurtarmak için reşitlik yaşı 21'e, 24'e çıkarılması planlanıyor. Batı bugün yanlışlarını yamamaya çalışıyor. Ama kapitalizm kendi insanlarına da izin vermiyor.

Biz mi? Biz ise zararda bile arkadan yetişmeye çalışıyoruz. Kapitalizm ülkemizde altın çağını yaşamaya başladı bile. Halbuki; güneş doğuda daha erken doğuyor. Hem büyük bir pazar, hem de süper bir sömürgeyiz. Öyle ki, basit bir örnek verecek olursam; yabancı sermayenin bizim ülkemizde yatırım yaptığı için vergi ödemeden (atıyorum) 15 bin liraya ürettiği bir otomobili, biz neden 40 bin liraya alabiliyoruz? Hem gavura çalışıyoruz, hem gavurun vergisini ödeyiveriyoruz, hem de emeğimizle 1 dakikada üretilen bir otomobil için yıllarca çalışmışlığımızı peşin harcıyoruz? Sonra da gavurun parasını kağıt üstünde herbirimize yayarak ülke büyümesi gösteriliyor, niye? Daha fazla kredi vererek borçlandırmak için. Dikkat, büyüyen biz değiliz, büyüyen delik.

*** 

Çok fazla uzatmadan farklı örnekler vermek suretiyle anlatmak istediğim ancak yazıda eksik kalan kısımları da kısaca özetlemek istiyorum. Kişisel gelişim seminerleriyle hayalleri, genç girişimci seminerleri ile fikirleri, okullar ile de gelecekleri çaldılar. Diziler ile duyguları, futbol ile zamanları, piyango ile umutları, haberler ile huzuru, reklamlar ile ihtiyaçları, sınavlar ile başarıyı, dernekler ile yardımlaşmayı, hürriyet ile özgürlükleri çaldılar. Elbiseler ile insanları çaldılar, apartlar ile mahalleyi, ırkçılık ile milletleri, turizm ile tatili, sanayi ile gökyüzünü, ay ile güneşi çaldılar.

Facebook ile arkadaşları, twitter ile konuşmayı, Google ile interneti çaldılar.

Sonuç:

Popüler kültür ile modüler köpeklerini yarattılar.

 

#

YAZARIN SON YAZILARI

Kestane Kebap: Kestane Çizelim

Kestane Kebap: Kestane Çizelim

Biz eskiden mektup yazardık. Trump da şimdiler de yazmış, kestane mevsiminde.
Akıllı Olun!

Akıllı Olun!

Yazar Demek

Yazar Demek

Gezi Parkını Gezdiniz Hiç Mi?

Gezi Parkını Gezdiniz Hiç Mi?

(Sabırla Bekletilmiş Bir Yazı)
Asıl Görmek İstedikleri Oradakilerin Ne Yaptığı Değil, Oradakilerin Resimlerini İstedikleri Gibi kullanmak.

Olayların, birilerinin manipülasyonuyla gaza gelmiş insanlar olduğunu öğrendik. Asıl amacı da biliyoruz da, Gezi Parkı'nın ne olduğunu biliyor muyuz?
Dikey Düzlem Düşünceleri

Dikey Düzlem Düşünceleri

Acaba...

Acaba...

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs