erken-e-kon

Ergenekon: milletimiz için önemli bir kavram olduğu için o kelimeyi kullanmak istemedim. Bu tarz kanun dışı yapılanmalar için.

Üst yapılanma görüntüsü veren, “erken-e-kon” yapılanması; birbirinden bağımsız gibi görünen ideolojik örgütleri kullanıyor. Bu kullanım tam da konjonktür hangisine ihtiyaç duyarsa o anda onu devreye sokuyor. Devreye sokulan örgüt kendine uygun eylemler düzenleyerek halkımızı ajite ediyor. Ajitasyonda medya tam gaz destek vererek gündeme yön veriyor. Gündem değişiyor. Halkın fikirlerini bir yöne kanal ize ederek bir şeylerden medet umuluyor. Umulan medet fikir çatışmalarından doğan kavga gürültü, düşmanlık insanının, kardeşinin canına kıymalar. Komşunun komşusunun derdiyle dertlenmek bir yana dursun; komşunun kuyusunu kazar hale gelmeler, lanetleşmeler, çatışmalar, fikir çatışmalarını kavga dövüşlü, sopalı, silahlı çatışmalara dönüştürerek anarşi meydana getirmeler. Bunlar bu tarz illegal fakat illegal itenin içerisine kanuni bazı kişileri katarak illegal iteye legal bir görüntü vermek. Önemli değerlerin isimlerini kullanarak arkalarına masum halktan taraftarlar, sempatizanlar toplamak.





 



Yıllardır ülkemizde ve dünyadaki bütün terör eylemlerine kuşku ile baktım. Bakmaya da devam edeceğim. Doğrulara kuşkularla yola çıkarak varılacağı kanaatini hep taşıdım. Hatta öyle ki ben biraz daha öteye gidip PKK nın terör eylemlerine bile çoğu zaman öyle baktım. Hatta her zaman bakarım. Neden bir millet durup dururken rahatını bozsun ve ölmek istesin ki. Bunları hep küresel hesapların birer parçası olarak gördüm ve düşüncemi devam ettiriyorum. Öyle ki bakıyorsunuz ülke gündeminin gidişatına yapılan bazı yanlışlar tam da gün yüzüne çıkacakken örgüt devreye giriyor ve ülkenin kalbi denecek bir yerde bir patlama gerçekleştiriyor. İnsanlarımız canlarımız ölüyor. Herkesin tahmin edebileceği lanetler başlıyor. Teröre teröristlere binlerce lanet yağdırılırken perde ardından mimarlar kıs kıs gülerken kimse onların kim olduğunu merak etmiyor ve sorgulamıyor. Hatta sorgulamak dahi istemiyor. Ve bir ırka mensup tüm insanlar potansiyel terörist olarak görülmek isteniyor. O esnada ellere silahlar tutuşturulursa toplu katliamlar yapılacak dolduruşa getiriliyor insanlar. Hazır dolmuşa binmeye namzet insanımıza ise itidal tavsiyesinde bulunma görevi üzerinde olan medya ise ateşe körükle giderek kışkırtma amaçlı nereye vurulmak gerekiyorsa tam da o noktaya vuruyor. İnsanları galeyana getirmek için var gücüyle çabalamaya çalışıyor.(İstisnalar kaideleri bozmaz elbette.)



Terörist birilerinin emri, isteği, getirimi doğrultusunda eylemini gerçekleştiriyor. Rant sahipleri ellerini ovuştururken ölen terörist ise lanetler eşliğinde geberip gitmiş oluyor. Ya da hayatı kararmış. Bu işten karlı çıkan kim terörist mi ölen mazlum vatandaş mı? Yoksa başka birileri mi. İşte tam bu noktaya dikkat çekmek istiyorum. Yapılan eylemlerden kimin karlı çıktığını iyi okumak gerekmektedir. Ölen insanımızın kanı üzerinden bir şeyler kazanmak isteyen adi birilerinin olduğunu bilmek en azından birilerinin ekmeğine yağ sürmenin önüne geçmek olacaktır.



 



Kullanılan insanlar mendil gibidir. Eller, sümükler silindikten sonra iş biter ve çöp kutusuna atılır. Oradan da geri dönüşüme. Daha bundan beş altı sene öncesini düşünün ortalık toz duman idi. Birileri kovalayıp dururken, birileri habire öldürüyor. Domuz bağı denen İsrail usulü öldürme yöntemleri insanımıza ekranlarda boy boy gösterilerek, güya birilerinin vahşetini göstermeye çalışıyorlardı ama kendi vahşetlerini görmezden gelerek İnsanımızın yönlendirmelerle zihinleri bulandırılmaya çalışılarak kendi kendilerine küfrettirilmeye çalışılıyordu sanki. Ortalık toz duman oluyor. Ölüm listeleri ortalıkta dolaşıyor. Kimsenin can mal emniyetinin olmadığı düşüncesi bir taraftan yayılırken bir taraftan da adamın gözüne batıra batıra uygulamalı olarak gösteriliyordu.



 



 



Hiç suçları yokken vahşi yöntemlerle sırf insanlara hizmet ettikleri için öldürülen bir sürü ülke, insan sevdalısı değerler katledilirken kimselerden ses çıkmadı ve faillerin kimler olabileceği tahmin edilip durulurken yeni faraziye failler üretilmeye çalışıldı. Öyle ki ölenler öldürüldükleriyle kaldı ve kimselere hesap sorulamadı. Biraz empati yapılarak olayları değerlendirmekte fayda var. Aynı şeyler yakınlarımızın başına gelseydi hangi haleti ruh iyede olurduk. Merak ediyorum. Kendimiz için istemediğimizi başkaları için de istememek gerektiği sözü bir kez daha haklı çıkıyor böylelikle.



 



Perde ardından kotarılan terör vs planlar bir bir uygulamaya konuluyor. Ülke yaşanmaz hale getiriliyordu. Bizler bunları gördük ve hissettik. Bunların ilerleyerek devam ettiğini düşünün bir kere. Ülkede kan gövdeyi götürse kim karlı çıkar. Ülke bölünse hangimizin hoşuna gider. Bu durumda kim ne kazanır ne kaybeder şapkasını önüne eyip herkes düşünsün bence.



 

#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs