Söğüt’ün Bağrında Yatan Yiğit

Bugün Bilecik ilimizin sınırları içinde yer alan Söğüt ilçesi, Osmanlı Devleti’ni kuran Kayı Boyu’nun yerleştiği ilk mekânlardandır.
Murat DUMAN Murat DUMAN

Osman Gazi’nin babası Ertuğrul Gazi’nin türbesi de Söğüt’te bulunmaktadır. Şirin Söğüt kasabasında günümüzde de Osmanlılardan yadigâr kalan eserleri görmek mümkündür.

Bilecik üzerinden Söğüt’e giderken yol üzerinde bulunan Küre’de, Osman Bey’in bacanağı Dursun Fakıh’ın, yalçın bir tepe üzerinde kartal yuvasını andıran türbesi vardır. Türbenin bulunduğu tepeye kıvrıla kıvrıla uzanan bir yoldan ulaşılır. Buradan kuşbakışı olarak ayaklarınızın altında Osmanlı Devleti’nin doğduğu toprakların insana sunduğu tabii seyir zevki doyumsuzdur.

Kayı Boyu’ndan 55 hanenin yerleşmesiyle 1247’de kurulan Küre beldesi adını, Osmanlıların burada demir ocaklarında top gülleleri döktürmesinden almıştır. Eskiden bu havalide yaşayanlara “Küreciler” denilmiştir. Verimli topraklar üzerine kurulan belde kirazı, üzümü ve kavunu ile ünlüdür. Ayrıca seramik yapımında kullanılan pegmadik, kil ve feldspatın çıkarıldığı yeraltı zenginliklerine sahiptir. Şayet bir gün Devlet-i Âliye’nin doğduğu bu topraklara yolunuz düşerse cevizli sucukların ve nefis pekmezlerin tadına bakmayı ihmal etmeyin.

Söğüt, altı asrı aşan ömrü ile Osmanlı Devleti’nin ilk başkentidir. Bilecik’in 29 km. doğusunda Sakarya Vadisi yamaçlarında, Sündiken Dağları’nın eteklerinde güneyden kuzeye uzanan bir saha üzerinde yer almaktadır. Vakur insanların yaşadığı, görkemini iliklerimize kadar hissettiren, sokaklarında gezerken tarihi havasını teneffüs ettiren, asırlık çınar ağaçları ile geleceğe kök salan Söğüt, görülmesi gereken bir ilçemizdir. Aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nda en çetin muharebelerinin geçtiği yerlerden biridir.

Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubâd’ın Bozüyük-Pazaryeri arasındaki Ermeni Derbendi’nde 1231 yılında yaptığı savaşta ve sonradan Karacahisar kuşatması sırasında Ertuğrul Gazi çok büyük yararlılıklar göstermiştir. Bunun üzerine Alâeddin Keykubâd tarafından Söğüt ve civarı, Ertuğrul Gazi’nin başında bulunduğu Karakeçili Türkmenlerine yurt olarak verilmiştir.

Ertuğrul Gazi’nin Söğüt’te “1230-1235” yılları arasında yaptırdığı tahmin edilen ve kendi adını taşıyan tarihi mescide “Kuyulu Mescid” de denilmektedir. Ertuğrul Gazi, mescidi Aktopraklık mevkiinde bulunan Rum Mahallesi’nde yaptırılmıştır. Mescidin bahçesindeki kuyuyu Rum halkı ve Osmanlı ahalisi ortak kullandığı için, iki toplum arasındaki münasebetler bu vesile ile gelişmiştir.

Moğol istilâsından korunmak için, Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan altmış yıllık göç sürecinin sonunda Söğüt’ü mesken edinen ve Osmanlı Devleti’nin temellerini atan Ertuğrul Gazi, 1284 yılında vefatından üç yıl önce Kayı Boyu’nun idaresini, oğlu Kara Osman Bey’e bırakmıştır. Osman Bey tarafından, babası Ertuğrul Gazi için 1284’te yaptırılan tek kubbeli, üzeri kurşunla kaplı bulunan türbe, Osmanlı mimari üslûbunun ilk örneklerindendir. Bugün Söğüt’te “Ertuğrul Gazi Türbesi”ni ziyaret edenleri girişte Ertuğrul Şakar’ın şu mısraları karşılamaktadır:

“Ertuğrul Gazinin türbesindeyim,
Ruhuma kutlu bir heyecan verdi.
Tarihin bir ulu kubbesindeyim,
Şuurda, inançta bir cihan verdi.”

Ertuğrul Gazi Türbesi yaklaşık altı dönümlük, görkemli ağaçlarla bezeli, yemyeşil bir bahçenin ortasındadır. Oğlu Savcı Bey ve silâh arkadaşları; “Gazi Abdurrahman, Samsa Çavuş, Karamürsel, Konur Alp, Gündüz Alp ve Dündar Bey” gibi daha nice kahramanların nöbet beklediği türbe, Çelebi Mehmet, Sultan 3. Mustafa ve Sultan 2. Abdülhamid dönemlerinde bakım ve onarımdan geçirilmiş ve bugünkü hâlini almıştır. Maalesef 30 Ekim 1918’de yapılan Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında yaşanan işgal döneminde Ertuğrul Gazi Türbesi Yunanlıların saldırısına uğramış ve harap bir hâle gelmiştir. Milli Mücadele yıllarında Yunan işgalinin hedefi olan türbedeki kurşun izleri bugün de görülebilmektedir.

Ertuğrul Gazi Türbesi, başta Karakeçili olmak üzere, diğer bazı Türkmen boyları ve oymakları tarafından her yıl eylül ayının ikinci pazar günü ziyaret edilmektedir. Bu vesile ile yapılan çeşitli faaliyetler bir gelenek hâlini almıştır. Burası aynı zamanda son yıllarda Türk Dünyası’ndan gelen akraba millet ve toplulukların görkemli buluşmasına sahne olmaktadır. “Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri” adıyla yapılan festival vesilesiyle “Adapazarı, Bursa, Eskişehir, Kütahya, Afyon, Denizli, Antalya, Şanlıurfa” gibi illerimizde yaşayan Yörüklerin yanı sıra, Türkmenistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan ve Batı Trakya’dan gelen Türkler Söğüt’te bir araya gelmektedir.

Daha sonradan kaleme alınan kaynaklarda “Ertuğrul Gazi’nin Oğlu Osman Bey’e Nasihati” başlıklı bir metin yer almıştır. Ertuğrul Gazi, Şeyh Edebali Hazretleri’ni nazara verdiği öğütlerde şöyle demektedir:

“Bak oğul, beni kır, Şeyh Edebali’yi kırma, o bizim boyumuzun ışığıdır. Terazisi dirhem şaşmaz, bana karşı gel, ona karşı gelme. Bana karşı gelirsen üzülür incinirim, ona karşı gelirsen, gözlerim sana bakmaz, baksa da görmez olur. Sözümüz Edebali Hazretleri için değil, senceğiz içindir, bu dediklerimi vasiyetim say!”

Hayatı boyunca Şeyh Edebali Hazretleri’ni kendisine rehber edinen Ertuğrul Gazi, oğlu Osman Gazi’nin de onun terbiyesi altında yetişmesini istemiştir. Bu ulvî gaye ile Allah dostlarına ihtimam göstermek, tavsiyelerine uymak, nasihatlerini dinlemek ve onların vasıtasıyla hak yoldan şaşmamak hususunda Osman Gazi’ye ve onun şahsında bütün haleflerine yön verecek olan bu kıymetli vasiyette bulunmuştur.

Babasının vasiyetini yerine getiren, Şeyh Edebali’nin terbiyesiyle yetişen ve onun mânevî rehberliğinde hareket eden Osman Gazi, bu sayededir ki altı yüz sene dünyayı hidayet ve i’lâ-yı kelîmetullah cehdiyle nurlandırmış, adaletin ve Hakk’ın bayraktarı olmuş bir devletin kurucusu olmuştur.

Murat Duman

muratduman1973@gmail.com

#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs