'4+4+4 dünya ile entegre olmaktır'

Sakarya Sivil Anayasa Platformu ve Sakarya Sivil Toplum Geliştirme Derneği, çok sayıda sivil toplum kuruluşu ile bugün SAKVA'da biraraya gelerek, dün TBMM'de kabul edilen 4+4+4 kademeli eğitim modelini değerlendirdi.


Ali ARICI Ali ARICI

Zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran yasanın Meclis Eğitim, Gençlik, Kültür ve Spor Komisyonu'nda kabul edilişinin ardından Sakarya'daki eğitim dernekleri biraraya gelerek, yeni eğitim sistemi hakkında görüşlerini basınla paylaştı. Bugün SAKVA Sosyal Tesisleri'nde biraraya gelen 21 dernek, yeni eğitim sistemini değerlendirerek, topluma hayırlı olması dileğinde bulundu.

Derneklerin oluşturduğu sivil platformun, yeni eğitim sistemini değerlendiren açıklamasını Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Genç yaptı. Yusuf Genç, açıklamada; 4+4+4 eğitim sisteminin dünya ile entegre bir anlayışı da beraberinde getirdiğini belirterek, bu yasa ile Türkiye’nin eğitim anlayışının önünün açılacağını, toplum tarafından benimsenmesi ve medeni olarak tartışılmasının önünün açılacağına inandıklarını ifade etti.

İdeal eğitim sistemi için iyi bir iyileştirme

Yeni eğitim madelinin Türkiye’nin ihtiyacı olan demokratik ve özgür eğitim sistemine geçişte atılan önemli bir hamle olduğunu savunan Genç, ''Biz sivil toplum kuruluşları olarak meclisten geçen bu çalışmayı süreç içinde hep destekledik ve emeği geçenlere buradan teşekkür etmek istiyoruz. İyi fakat yetersiz bulduğumuz bu eğitim sistemini arzu ettiğimiz eğitim sistemi için bir iyileştirme olarak görüyoruz'' diye konuştu. Genç, sivil toplum platformu adına yaptığı açıklamanın detayında şu görüşlere yer verdi:

“Son günlerde Türkiye’de 4+4+4 adıyla gündeme gelen, çok yoğun tartışmalara ve zıtlaşmalara sebep olan ve dün meclisten geçerek yasalaşan ve 2012-2013 yılından itibaren uygulanması düşünülen yeni eğitim sistemi hakkındaki ortak görüşlerimizi sizler ve kamuoyu ile paylaşmak üzere bu kuruluşları temsilen karşınızdayım.

Eğitim, bir toplumun kalkınmasının, gelişmesinin, olgunlaşmasının, medenileşmesinin, müreffeh yaşam tarzının en önemli nüvesidir. Günümüz dünyasında devletler ve toplumlar; eğitimi objektif kriterlerden ve olması gerekenden öte, var olan ideolojik yapılanmalarının devamını sağlayıcı, bireylerini devletin istediği gibi düşünmeye ve davranmaya yönelten bir tavır ve politika ile şekillendirmişlerdir.

Eğitim bir toplumu şekillendirir, şekillendirmeli, ancak bir ideolojinin değil eğitimin genel doğruları çerçevesinde şekillendirmelidir. Toplumsal kurallar, genel kabuller, taşınılan değer ve kriterler eğitim yoluyla bireylere benimsetilir. Henüz hammadde olarak işlenmeye müsait ve yaşanılan toplumun teminatı olacak kadar öneme haiz olan genç dimağlar üzerinde yıllardan beri oyunlar oynanmış ve toplumsal dejenerasyon büyük bir tehlike olarak karşımıza çıkmıştı.
 
Gençlerimizin üzerinde oynanan bu oyunlar yetmemiş gibi 28 Şubat süreciyle başlayan kesintisiz eğitim dayatmasının sonuçlarını 15 yıldır millet olarak görmekte ve esefle izlemekteyiz. Sadece biz değil müsteşriklerimizde görmekte ve izlemektedir. Bu dayatma ülkemiz genelinin önemli kısmını heder etmiş, bir kısım eğitim kurumları kapanmış, bir kısmı kapanma riski yaşamış, bir kısmı ise kamu kurumlarında bile sansür aracı olarak kullanışmış, diplomalar suç gibi görülmüştür. (İHL mezunlarının ordu ve birçok kuruma girememesi gibi) Eğitim at yarışları kategorisine kadar indirgenmiş; özgür olamayan; bağımsız düşünemeyen; düşünmeye fırsat bulamayan, hayatını test mantığı üzerine bina eden, başarıyı konuları anlamak değil testlerde elemeleri başarmak üzerine kuran bir gençlik yetişmesine zemin hazırlanmıştır.

Çocuklar erginlik çağı problemleri, gelişim süreçleri ve hayatı anlamaya çalışma eğilimlerini sağlıklı yürütme görevleri yerine bunları düşünemeyen ve sadece eğitimde eleme ve yarışı ön plana çıkaran, yeteneklerin keşfedilmesine zaman ve zemin ayırmayan bir süreç yaşanmıştır. Eğitimin hiç olmadığı ve öğretimin ise tamamen dershanelere bırakıldığı diplomaların ise gerekli belgeden başka hiçbir işe yaramadığı bir sistem oluşmuştur.

Yıllardır biraz eğitimden, gençlikten, ekonomiden, sosyolojiden anlayan insanlarımız bu dayatmanın milletin başına ördüğü çorapları konuşmuş, olumsuzluklarını tartışmış, yazmış ve çizmiştir. Medya ise; sadece katsayı mağduru, işten atılmış, alanında Türkiye 1. Olmuş ancak hiçbir üniversiteye yerleşememiş, kılık kıyafetinden dolayı üniversitelerin kapılarından geri çevrilmiş, 15 yıllık emekleri bir “hayır”la yok edilmiş gençlerimizin gözyaşlarını göstermekle ve bununla rating yapmakla yetindi. Elini taşın altına koyamadı, çözüm üretmek isteyenlere fırsatlar verilmedi.

Mesleki eğitim başta olmak üzere, hem kültür dersleri hem de dini temel dersleri bir arada verilen; çocuklarını hem dünyevi hem de uhrevi bilgilerle donatmak isteyen insanımızın düşünce dünyası materyalist bir anlayışla karartılmak istenmiştir. Bu ülkede özellikle din eğitiminden ve bu eğitimi veren kurumlardan korkulur hale gelinmiş, insanların dini hassasiyetlerinin yeşermemesi için çok mücadele edilmiştir. Dinini, değerlerini, milli ve manevi güzelliklerini ön plan çıkaran bir toplum istenmemiştir. Halbuki bu anlayış bu ülkenin yerli malıdır.
Ancak onların bir hesabı varken yaratanın da bir hesabı olmuştur. Onların lehine bunca imkan olmasına rağmen planları tutmamış, göz yaşlarına boğulan insanların göz nurları onların basiret gözünü karartmış, “alma mazlumun ahını, çıkar aheste, aheste” düsturu ile bu günlere gelinmiştir. Sivil örgütlenmeler ve sağduyulu çalışmalarla verilen mücadeleler sonunda bu emelleri taşıyan zihniyet emellerine ulaşamamıştır. Sivil örgütlenmelerin önemi burada bir kez daha öne çıkmaktadır. Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır. Ne güzel söylemiş Akif. Bu sahip çıkma ruhuna haiz bu sivil kuruluşları kutluyorum.
Eğitimde modernleşme, dünya ile entegre olma, bilgi üretme, bilim yapma konusunda yetkin bir topluma doğru gidiş söz konusudur. Son günlerde TBMM’de hararetli tartışmalarla görüşülen eğitimde yeni sistem çalışmaları sonuçlanmış ve 4+4+4 kademeli geçiş süreci yasallaşmıştır. Toplumumuza hayırlı olsun.

Bu kanun Türkiye’nin ihtiyacı olan demokratik ve özgür eğitim sistemine geçişte atılan önemli bir hamledir. Biz sivil toplum kuruluşları olarak meclisten geçen bu çalışmayı süreç içinde hep destekledik ve emeği geçenlere buradan teşekkür etmek istiyoruz. İyi fakat yetersiz bulduğumuz bu eğitim sistemini arzu ettiğimiz eğitim sistemi için bir iyileştirme olarak görüyoruz.

Seçmeli derslerin getirilmesi ve İmam-Hatip Liseleri orta kısımlarının yeniden açılmasını güzel bir çalışma olarak görmekle birlikte yaygın öğretimin ilk 4 yılın sonunda başlatılmaması; hafızlık eğitimi almak isteyenlerin gidecekleri kursların 2. kademede değerlendirilememesi olumsuzluk olarak değerlendirilmektedir.

Okula başlama yaşının bir yıl geri çekilmesi anaokullarını olumsuz etkilemiş, aksine eğitim yaşı 4 yaşına çekilerek anaokulları zorunlu hale getirilmeli ve özel anaokullarına fırsat verilmeliydi.

Devlet; 90 yıllık cumhuriyet tarihinde ilk kez halkının istek ve ihtiyaçlarına cevap verecek bir anlayışla yüzünü halka çevirmeye başlamıştır. Ancak bununla yetinilmemeli, halkın ihtiyaçları bir bütün olarak görülmelidir. Eğitimin sadece sınıflarda olmadığı, 1. 4 yıldan sonra açık öğretim veya uzaktan eğitim mantığına yer verilerek çocuklarımıza tercih hakkı verilmeliydi.

Yapılacak düzenlemeler sonunda alınacak eğitim yeterli hale getirilerek dershanelerin tarihe karışmasının iyi bir gelişme olacağı, fakat bunu gerçekleştirirken girişimcileri ve eğitim emekçilerinin mağdur edilmemeleri gerektiği; özel okul açma şartlarının daha esnek tutulması, yeni teşviklerin (öğretmenlerin vergi ve SGK primlerinin devletçe verilmesi gibi) düzenlenmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Herkesin eğitim alma hakkının olduğu, eğitimde fırsat eşitsizliğinin giderilerek herkesin istek, ihtiyaç ve yetenekleri doğrultusunda kendi isteğiyle oluşmuş eğitim kurumlarında okumasına fırsat verilmesi kimseyi rahatsız etmemelidir.

Bu taslak çalışma esnasında farklı seslerin çıkmasını, alternatiflerin konuşulmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Dünya; eğitimde bunca iyileştirmeleri yaparken, yönlendirmeli eğitim tüm gelişmiş ülkelerin gelişme kaynağı olmuşken, herkesin istediği okulda okuma ve istediği dersi alma özgürlüğü modern bir anlayış olarak önümüzde dururken; tüm bunlara gözünü kapayan, muhalefet olsun diye kendi savunduğu fikirleri bile inkar eden zihniyeti anlamakta güçlük çekiyoruz. Şöyle bir hakları olabilir. İnsan bilmediğinin düşmanıdır, bilmiyorlar, onun için karşı çıkıyorlar. Ama öğrenme ihtiyacı duymuyorlar onun için haksızdırlar.

Şahsen ben doktorasını Avrupa’da eğitim sistemleri hakkında yapmış bir kardeşinizim. Avrupa (Almanya, Hollanda, Danimarka, Fransa, Avusturya vs.) eğitim sistemleri hakkında epey kafa yorduğumu söyleyebilirim. Yetenek ve tercihlere göre yönlendirmeli, anaokulu dahil herkesin istediği kurum ve tarzda okula gitme özgürlüğünün bulunduğu, ancak bu kadar da eleyici ve acımasız bir eğitim sistemine sahiplerdir. Eğitim zorunlu, fakat herkes istediği okulda okuyor, okullar arasında zihniyet yapılanmasından kaynaklanan bir farklılaşma ve prestij farkı yoktur. Çünkü her bilgi kıymetli ve her meslek değerlidir. Çünkü tüm meslekler insanlara hizmet etmektedir.

Avrupa eğitim sistemleri ile ağırlıklı olarak örtüşen yeni 4+4+4 eğitim sistemi yasası dünya ile entegre bir anlayışı da beraberinde getirmektedir. Bu yasa ile Türkiye’nin eğitim anlayışının önünün açılacağını, en azından yeni fikirlerin ve iyileştirmelerin tartışılmasının toplum tarafından hazmedilmesinin ve medeni olarak tartışılmasının önünün açılacağını düşünüyoruz.

Başta basın mensupları olmak üzere programımıza katılan tüm katılımcılara sivil toplum platformu adına teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.”

4+4+4 Kademel 12 Yıl Zorunlu Eğitim Basın Açıklamasına İmza Atan Kuruluşlar:

1 – ÇEKSOY (Çevre Eğitim Kültür Sosyal Yardımlaşma Derneği)
2 – TÜMSİAD (Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği)
3 – Okumayı Teşvik Derneği
4 – Sosyal Bilimler Lisesi Mezunları Derneği
5 – Vuslat Eğitim Derneği
6 – Alternatif Yaşam Eğitim Kültür Derneği
7 – KATRE Eğitim Kültür Derneği
8 – TURKUAZ Eğitim Kültür Derneği
9 – SİMDER (Sakarya İmam Hatip Mezunları Derneği)
10 – Sosyal Gelişim Araştırma Geliştirme Derneği
11 – Genç Liderler Derneği
12 – İYDER (İnsanı Yardımlaşma Derneği)
13 – Sakarya Üniversitesi Talebe Derneği
14 – MAVERA Eğitim Derneği
15 – Eğitim Bir Sen Sakarya Temsilciliği
16 – Işık Lisesi Mezunları Derneği
17 – Hacıoğlu Gençlik Eğitim Derneği
18 – Erdemli Toplum Derneği
19 – Yenikent Eğitim Yardımlaşma Derneği
20 – RİBAT Eğitim Vakfı
21 – Türkiye Cami ve Kur-an Kursları Yaptırma Dernekleri Federasyonu
 
Kaynak:www.sakaryabolgehaber.com

#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs