Geyve MEM Nalbant ile Röportaj

Editör

*Bize kendinizi tanıtır mısınız?
-İsmim Beşir Nalbant. 1965 yılı Siirt doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimimi Siirt’te tamamladım. Daha sonra Dicle Üniversitesi Siirt Yüksekokulu bitirdim. Üniversiteyi bitirdikten 2 ay sonra Adıyaman’ın Besni ilçesinde göreve başladım. Öğretmenlik yaparken eğitimime devem edip lisans eğitimimi tamamladım. Bakanlığımıza bağlı okullarda sınıf, din kültürü, beden eğitimi öğretmenliği aynı zamanda müdür yardımcılığı ve müdür olarak görev yaptım. Okul müdürü iken uzman öğretmenlik sınavına girdim ve uzman öğretmen oldum. 2008 yılında Erenler’de okul müdürlüğü yaptım. Karapürçek’te Milli Eğitim şube müdürlüğü ve Karapürçek Milli Eğitim Müdürlüğü görevinde bulundum. 2012’nin Aralık ayından beri fiilen Geyve de milli eğitim müdürüyüm. Evliyim ve 5 çocuk babasıyım.

 *Bu görevi seçmeniz kendi tercihiniz miydi?
-Öğretmenlik hakikaten benim hayalimdi. Öğretmenliği çok severek yapıyordum. İdareci olarak çalışırken, idareciliği bırakıp din kültürü derslerine girdim. Severek yaptığım bir meslekti ama sınıf öğretmenliği yaparken duyduğum hazzı bugün müdürlükte de duyuyorum. Okullarımızda, öğretmenlerimizin, idareci arkadaşlarımızın önünü açmak öğrencilerin başarısına direk olarak yansımakta olduğunu görmek ayrı bir haz ayrı bir mutluluk veriyor. Severek yapıyorum gerçekten.

*Bize böyle kutsal mesleği tavsiye eder misiniz?
-elbette tavsiye ederim. Öğretmenlik, Peygamberlik mesleğidir. Yani insanlara faydalı olmak, üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır buyurur Peygamber Efendimiz. İnsanlara faydalı olmanın en güzel yolu eğitmekten, aydınlatmaktan geçer. Öğretmenlerimiz de Peygamberlik vazifesini icra ediyorlar, o anlamda bence samimiyetimle söylüyorum dünyaya bir daha gelsem öğretmen olmak isterdim. Öğretmenlik güzel bir meslektir.

*Başınızdan geçen ilginç olay ya da anınızı anlatır mısınız? -Çeşitli anılarımız var elbette. Köy öğretmenliği olarak göreve başladığım Adıyaman da başımdan çok olaylar geçti. Ama köy öğretmenliğinin anıları bambaşka… Orada mezun ettiğim öğrencilerin birçoğu çeşitli yerlerde görev almışlar. Hemen hemen hepsi evli barklı çocuklar. Onlar benim gözümde hala 1. Sınıf öğrencileri gibi duruyorlar. En son Gaziantep’ten bir öğrencim aradı. Öğretmen olduğunu, kendisini hatırlayıp hatırlamadığını sordu. Ben de ona kendisinin nasıl bir karakterde olduğunu, güzel bir sesi olduğunu anlattım. O, inanamadı yani bu kadar yıldan sonra nasıl hatırladığımı… Sınıf öğretmenliği bambaşkadır, yani öğrencilerinin ruhlarının inceliğine varana kadar biliyorlar.

*Son olarak 4+4+4 sistemi ve serbest kıyafetle ilgili ne düşünüyorsunuz duygularınızı alabilirmiyiz?
-Yeni eğitim sistemi gerçekten ülkemizin kültürüne ve ahlak yapısına uygun bir eğitim sistemidir. Benim şahsi kanaatim tabi, ilk söylendiği zaman kılık-kıyafet serbestliği benim içime oturmamıştı. Elbette bu bakanlığımızın tasarrufudur, uyacağız. Yani bütün öğrencilerin serbest kıyafet giymesi olumsuzluklarını, maddi durumu olmayan öğrencilerin ailelerini zorlayabileceklerini düşünüyordum. Henüz daha kemale ermeyen kişiliklerinin serbestlikle yanlış yönlere sapabileceğinden korkuyordum. Nitekim bakanlığımız o konuda ki yanlışlıklarını gördü şu an da önümüzdeki eğitim öğretim yılında resmi devlet okullarımızda %60 velinin izni olduktan sonra sivil kıyafet giyilecek, aynı özel okullar gibi. Böyle bir karar da gerçekten isabetli olur.

*Milli Eğitim Müdürü olarak öğrencilere söylemek istediğiniz var mı?
-Öğrenciler, derslerine en iyi bir şekilde çalışarak ana-babasının emeğini boşa çıkarmasınlar. Dinimizi, ülkemizi, bayrağımızı yüceltmek için çalışmalarını tavsiye ederim. 24 Mart’ta YGS(Yüksek Öğrenime geçiş Sınavı)’ye girecek gençlere başarılar dilerim. Geleceğimizin teminatı, siz gençlersiniz. Memleketi sizler idare edeceksiniz.

*Bize zaman ayırıp güzel bir söyleşi yaptığınız için teşekkür ederiz.
-Ben de teşekkür eder, derslerinizde başarılar dilerim.

Sevgi ÇELENK- Büşra ALP
(Geyve Anadolu Sağlık Meslek Lisesi)
Geyve Haber